12 Haziran 2024 Çarşamba

Trekking Artvin 02 : Adagül - Borçka - Çifteköprü

.

TREKKING ARTVİN 02: ADAGÜL - BORÇKA - ÇİFTEKÖPRÜ

.

GEZİ PLANI: Adagül köyünün Borçka barajı sahilindeki kamp yerinden başlayan yürüyüş kahvaltı yapmadan Borçka' ya gelinecek, Borçka' da 19 Mayıs Atatürk' ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı töreni izlendikten sonra,  çarşı içinde pide ile kahvaltı yapılacak, Borçka-Karagöl-Camili minibüs durağına gidilecek, eğer bu yöne araç varsa yürüyüşe burada ara verilip bir gün-gece kamp yapılıp tekrar geri dönülerek yürüyüşe devam edilecek, gidilmez ise Borçka' dan Çifteköprü' ye yürünerek burada kamp yapılacak, saati denk gelirse Kaleköy' deki boğa güreşleri seyredilecek; ara öğün fıstık, elma, çikolata, akşam yemeği barbunya pilaki, ton balığı ve muz.

.

ROTA: Adagül, İbrikli, Borçka, Demirciler, Kaleköy, Düzköy, Çifteköprü.

.

MESAFE: 25 km.

.

GEZİ TARİHİ: 19 Mayıs 2024, Pazar.

ÇIKIŞ  SAATİ: 07.30

VARIŞ SAATİ: 18.30

.

Adagül' den Borçka' ya doğru: 

Dün akşam gün batımıyla hava birden serinledi, uyku tulumun içinde akşamdan tişörtle başladığım gece ilk önce polar sweatshirt, sonrasında polar montla tulumun içinde kıvranmakla geçti, Artvin havasına şoklandım bu gece. Kahvaltı yapmadan çadır ve sırt çantamı topladım. Borçka için yola çıkmak üzere yol ayrımına geldim. Dün akşam ne zorluklarla bulduğum kamp yerini iki dakika içinde terk ettim. Dünün yürüyüş yorgunluğunun tutukluğu üzerimde; attığım her adım yorgunluğumun acısını hatırlatıyor. Bundan sonraki attığım her acılı adım Borçka' da yiyeceğim pideye kadar devam edecek, anlaşıldı...

Adagül' den İbrikliye' ye doğru, Borçka barajı kıyısından.

İbrikli yolayrımı.

İbrikli iskelesi.

Borçka baraj gölü.

Gölbaşı Steak.

.

.

Borçka baraj duvarı.

.

.

Borçka Hes.

Borçka girişinde hastane yolayrımı.

Borçka devlet hastanesi.

Bir Karadenizlinin bahçesinin olmazsa olmazı: karalahana.

.

.

Cumhuriyet caddesi.

Hopa - Camili yol ayrımı.

Asma köprü.

.

19 Mayıs Atatürk' ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri.

.

Borçka çarşı içi.

Yöre Pide.

Bu seyahatimde pideyle tanıştığım ilk yer, heyecan verici.

PTT Caddesi.

Karagöl' e gitmek için turizm aktarma istasyonuna gittim. Rutin ve saatli değil, tur otobüsü gelince çıkıyorlar, Karagöl' e gitmekten vazgeçiyorum, Hopa' ya doğru yola devam.

Devrimci Erkan Uzuneminağaoğlu mezarı:

Yeniden gerekseydi yaşamam, giderdim yine aynı yoldan...

Bilge' nin çay ocağı.

.

Hopa - Camili yolayrımı.

Şimdi dut zamanı.

Borçka' ya elveda.

Kestanelik mahallesi Borçka - Hopa yolu kıyısında 84' lük Mehmet İslamoğlu ile karşılaştım, hoş sohbetli sevimli Karadeniz dedesi, askerliğini Gelibolu Kavakköy' de yapmış, kamyoncu. Benim de Gelibolulu olduğumu öğrenince duygulandı, eskilere daldı, çıktı. 65 yaşında emekli olmuş, artık ölüm yaklaştı diye, Allah canını 20 yıldan beri almamış, birer sarma sigara tüttürdük beraber, dumanını dertlerimizle birlikte ılık Karadeniz rüzgarına bıraktık, aslında sigara içmem ama böyle keyifli insanlarla bu anı hiç kaçırmam, Mehmet dedenin sesi hala kulaklarımda: " Beri bak, dinle beni!.."

Çuhala çayı.

.

.

Aralık köprüsü.

Demirciler girişi.

Demirciler girişinde Sivaslı Ahmet Türkmen ile karşılaştım, Hollanda' da oturuyor, motosikletle Asya - Avrupa turunda, sosyal medyadan takipleştik.

.

Tarihi Demirciler Köprüsü:

15 yy. yapıldığı tahmin edilen köprü, tek kemerli, 2,80 m. genişliğinde ve 33 m. uzunluğundadır.

Kaleköy.

Kaleköy mola kafe.

Kaleköy' e doğru ilerlerken Çuhala çayının karşısında boğa güreş alanından sesler yükseliyor, yürüyüşümün aktiviteli tesadüflere denk gelmesi heyecan verici de karşıya nasıl geçeceğim.

Yaklaşık 500 m. gittikten sonra 500 metre de geri dönüp, Kaleköy Boroff pist alanına ulaştım. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Borçka Çğala vadisi boğa güreşleri cuma günü başlamış. Bugün son gün, finaller yapılıyor, arena etrafı bayram şenliğinde, seyyar satıcılar, alanın arkasına dizilmiş, her güreş arasında bir kalabalıklaşıyor, bir boşalıyor. 

Boğalar arenaya bakıcıları ile birlikte sunucunun cazgırlığı eşliğinde giriyor.

Alanda sace bakıcılar ve orta hakem bulunuyor.

Güreşte boğaların performansı kadar bakıcıların motivasyon hareketleri çok eğlenceli. Sevinen de üzülen de aynı alanda. 

Düzköy girişi.

.

Lokman Hekim çay evi; hem yemek yemek için hem de odun ateşinde taze ve yerinde güzel çay için salaş bir yer, kamyoncuların tercih ettiği mekanlardan.

Yollarda her yağmur sonrası sık rastlanan felaketlerden: heyelan.

Düzköy köprüsü:

18. yy.'da yapıldığı tahmin edilen köprü,  Çuhala çayı üzerinde kurulu, iki gözlü, 33 m. uzunluk ve 2,9 m. genişliğinde, kesme ve moloz taştan yapılmış.

.

.

Çuhala çayı.

Yol kenarında akan şelaleler.

.

.

Serender: 

Genelde 4 ayak üzerine oturtulmuş tek odadan oluşan, çoğu ahşap, evin dışında ve bağlantısı olmayan, ızgaralı yapısıyla hava alması sağlanan, yiyecekleri saklamak ve mısır kurutmak için yapılmış yapılardır.

Hacı Ömer İskenderoğlu hayratı, 1997.

Cankurtaran tüneli ve sağdan Çifteköprü üzerinden Cankurtaran geçidine giden yolun ayrımı.

Cankurtaran tüneline girmeden önce, Mavi Ay Alabalık üretim ve restoranı; çadır kurmama izin vermedikleri için Çiftrköprü' ye doğru yola devam ediyorum.

Cankurtaran tüneli: 5.228 m.

Tünele girmeyip yarın köy yolları üzerinden Hopa' ya yürüyeceğim için tünelin sağından Çifteköprü' ye doğru yola devam ediyorum.

Çifteköprü.

Çifteköprü' ye girdiğim andan itibaren çay bahçeleri birden etrafımı sarıverdi, şimdi çayın ilk hasat zamanı. Yolda bir kaç kişiyle selamlaştım, Doğulu musun diye sordular. Birden aklım karıştı, burası neresi, doğunun da doğusu var mı, kimlere doğulu diyorlar diye. Meğer kastettikleri güney doğulu olup olmadığımı merak etmişler, öyle bir kültür ki sadece güney doğuluyu doğulu olarak kabul ediyorlar.

Çifteköprü içinde yol kenarımda piknik alanı çeşmesi, etrafı içler acısı çöp içinde, bu kadar doğal akan bir suyu nasıl kirletiriz sorusuna yanıt aramaya çalışmadan temizlemeye başlıyorum çünkü üst tarafındaki çim alan kamp kurmak için ideal.

Piknik alanındaki aile büyüğü Fevzi, piknik ateşini olanca közüyle bana devretti, bu ateşte pişireceğim herhangi bir yiyeceğim yok ama psikolojik olarak gecem sıcak geçecek. 

Fevzi' nin oğlu Mert 10 yaşında civa gibi çocuk, sırt çantamı öylesine merak ediyor ki sonunda beraber çadır kurmaya anlaştık, bir mutluluk sorma, sonra detaylara girdik, ileride iyi bir kampçı olacak, büyüyünce yapacağı hayallerinin arasına bir parça yıldız tohumu da ben ektim. 

Fevzi' nin kardeşi şiddetli bir grip geçirmiş, içten ve sert bir şekilde öksürüp kısık konuşuyor, ilaç çantamdan çıkardığım Vokalzone pastilden iki tane verdim, mutluluğun tarifi yok. Onlar da piknik sonu kalan bir yufka iki sade ekmek poğaçayı verdiler, şimdi piknik alanının etrafında dolaşan köpeklerle paylaşacağım bir şeyler var. 

Çadır yerimin arkası fındık ve çay bahçesi.

.

Akşam yemeğim: barbunya pilaki, ton balığı, elma, gazoz.

Yat saatim düne göre biraz geç oldu, saat 20,30' a kadar oyalandım, ateşin üzerine ıslak ve nemli de olsa ne bulduysam yığdım, ateş çıtırtılı yanıyor. Ateş yakmayı genelde tercih etmiyorum, yanarken görüntüsü hoş fakat çevreye verdiği zarar çok fazla, sonra yanan yeri öylesine karartıp bırakıp gidiyorsun, bunun yerine kartuşlu mini gaz ocağı kullanmak çok pratik fakat bu yürüyüşümden sonra büyük yürüyüşlerimde bu ocağı ve yemek pişirme takımını da almayacağım, daha fazla yük taşımamak için aldığım radikal kararlardan bir tanesi. Bu uzun yürüyüşümde tecrübe ettikçe bir şeyler eksileceğe benziyor: amaç bir lokma, bir hırkayla yetinecek hale dönüşene kadar konfor için bu kadar yükten kurtulmak. Konforun cezasını bu ayaklar ve dizler bir süre çekmeye devam edecek. Tabi usta kampçılar bilir, ben de çok duydum: eşek gibi taşıyıp kral gibi yaşamayı. Şimdilik kral gibi yaşamak için eşek olmaya gerek yok.

Buraya kadar iki günlük yürüyüşümün ortak muhabbet noktalarında biri gece çadırınla nerede kalacaksın, ikincsi ayılara dikkat et! İşte şimdi yürüyüşümün en yüksek noktasındayım. Fındık ve çay memleketi. Bal ve ayı memleketi. Haliyle balı bu kadar güzel ve meşhur olan bir memleketin ayısının da meşhur olmaması imkansız. Yatarken aklımın ucuna bile getirmiyorum, çoğunlukla konakladığım yerler yol ve yerleşim yerleri yakını. Ayıların doğal yaşam alanı dışındayım. Ama bu diğer canlıların da yaşam alanının dışında olduğum anlamına gelmiyor. 

Bu gece yarısına doğru fork fork sesleri ile uyandım. Dikkatlice biraz dinledikten sonra ne olduğunu anlayamadım. Çadırdaki tavan ışığını alıp el feneri haline getirdikten sonra cep telefonumu video moduna getirdim, sessizce çadır fermuarını açıp çalıların arkasındaki sesleri ve kıpırtıları çadırımdan çıkmadan takip etmeye çalıştım. Biraz koklama, biraz hışırtı, biraz da fork fork seslseri. Işığı yakmamla birlikte domuz olduğunu anladığım küçük bir sürü piknik yerinin çöplerinden nemalanmaya geldiklerini fark ettim ama benden daha korkaklar. Sessizlik içinde kaybolup gittiler. Ben de günün yorgunluğunu atmanın ikinci bölümüne sessizce geçtim.

Çadırda yatarken saat kurmuyorum, uyku saatlerim doğal olarak gün batımı sonrası ve gün doğumuyla güneşin çadıra vurmasıyla son buluyor. 

.

.

.

.

.

Bu yolun yolcusu: Düzköy' de.

.

.

.

.

.

@bygölgegezgin

.

.

.

.

.

TÜRKİYE KIYI YÜRÜYÜŞÜ TOPLAMI: 51 km.

ARTVİN YÜRÜYÜŞ TOPLAMI: 51 km.

TOTAL DISTANCE: 4.250 km.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder