21 Ocak 2016 Perşembe

Trekking Ankara 034 - 3 : Kızılcahamam - Soğuksu Milli Parkı



.


3. GÜN: KIZILCAHAMAM - SOĞUKSU MİLLİ PARKI
.
GEZİ PLANI: Kızılcahamam Soğuksu Termal Hotel' den yürüyüşe başlanarak Soğuksu Milli Parkına girilecek. Soğuksu Milli Parkının zirvesi Büyük Soğuksu' ya çıkılarak Kuyubaşı piknik ve kamp alanı geçildikten sonra Davutlar, Çakal köyleri ve Çay Mahallesi üzerinden tekrar Kızılcahamam' a dönülecek.
Ankara' ya dönüş Kızılcahamam minibüsleri ile.
.
ROTA: Kızılcahamam, Soğuksu Milli Parkı, Davutlar, Çakal, Kızılcahamam.
.
MESAFE: 20 km.
.
GEZİ TARİHİ: 03 Eylül 2011, Cumartesi.
.
ÇIKIŞ  SAATİ: 10,30
VARIŞ SAATİ: 16,00  
.


Saat: 10,00 civarı uyandığımda, termal hamamın etkisiyle olacak, yaklaşık 13 saatlik uykunun verdiği sersemliği üzerimden atıp kahvaltının bitmesine birkaç dakika kala kahvaltı salonuna iniyorum. İçimde geç kalmışlığın verdiği tedirginliği güzel bir kahvaltıyla atıyorum, ne de olsa bu günkü yolum dünkü kadar uzun değil.
.
Yürüyüş Başlangıcı: Kızılcahamam Belediyesi Soğuksu Otel.
Saat: 10,30


Kızılcahamam Soğuksu Caddesi.


Otelden Kızılcahamam.


Soğuksu Milli Parkı yolu.


.

Soğuksu Milli Parkı girişine doğru.



Soğuksu Milli Parkı girişinde Köfteci Ahmet Usta ( Alkolsuz ).


Soğuksu Milli Parkı girişi ve sürücülere uyarı levhası.


Sabahın erken saatlerinden itibaren  parkın içi dolmuş gibi görünse de minibüslerle gelenlerin çoğu konaklamalı gelmiş. Karavan turizmi kalabalık ailelerde minibüs turizmi haline gelmiş. Şimdi minibüslerin arkalarındaki yatakların toplanma ve kahvaltı hazırlık saati.


Aşağı Soğuksu girişinden itibaren tırmanma başlıyor.


İlk mola Anadolu Mangal Evi: Alkolsuz.
Izgara köfte ve serpme kahvaltıyla hizmet veriyor.


Sabah kahvesi çamların altında sabah serinliğinde.
Suyu ve meyve suyunu alabileceğim son durak olarak düşünüyorum. Ancak tesisin dışarıdaki soğutucusu kilitli, anahtarı diğer garsonda ve o da henüz mesaiye başlamamış. Garson biraz sonra gelir diye oylaamaya çalışıyor fakat ne gelen var ne de giden. Yol üzerinde ve milli park içinde bütün çeşmelerin suyunun içilebileceğini söylüyor, aynı fikirdeyim, çünkü burasını adı Soğuksu. Öteki garson gelmedi, garson bir termos çayı şirketten doldurarak mahcubiyetini gideriyor, susuz fakat gönlü alınmış olarak yola çıkıyorum.

Soğuksu Milli Parkının işletmesi Orman Bakanlığından Ankara Büyükşehir Belediyesine geçmiş. Çevre düzenleme, güvenlik, temizlik ve işletme Büyükşehir Belediyesinde olunca, milli parkın içinde yapılaşma durmuyor anlaşılan. Bayram tatili boşluğunda dahi çalışmalar devam ediyor, nelerin temeli için kazılıp harfiyat çıkarılıyor bilmiyorum ama doğa için bir şeyler yapılmadığı kesin.


Yol ikiye ayrılıyor: soldan devam.


Küçük büfe ve işletmelerden piknik malzemesi taşımadan piknik yapılabilir.


Büyük Soğuksu'ya çıkış.


Sarı çamların yüksekliğinde gölgeden gölgeden.


Piknik masaları teras şeklinde ormanın derinliklerine kadar uzanıyor.


İlk mangal yandı.


.

.

.

.

Patalya Termal Otel.


Soğuksu sırtları.


.

.

.

Yolun sonu Soğuksu zirve.


.

Kuyubaşı'ndan görünüm.


Kuyubaşı'ndan Kurtboğazı Barajı.


Kurtboğazı barajı, Güdül yolu.


Kuyubaşı piknik alanı.


Ankara Büyükşehir Belediyesi, Soğuksu Milli Parkı, Kuyubaşı Piknik Alanı:
Günübirlik piknik ve çadırlı kamp yapılabilir.


.

Soğuksu zirve rakımı: 1447 m.- Kızılcahamam rakım: 975 m.
1447 -9 75= 472 m.


Dün yürüdüğüm ufuk çizgisi.


Kayserili motorcu ekibi:
Bayram tatilini fırsat kollayıp İstanbul turundan dönüyorlar. Selamlaşmak ve uğurlaşmak mola sebebi.


Büyükbaş hayvan çiftliği.


Başkent Üniversitesi Patalya spor tesisleri.


Açkar çiftliği.


Yunusemre evleri.


Bugün de ara öğün armut:
Armutlar henüz olmamış, biraz sert, içindeki taneleri ezmek zor, kıtır kıtır, ekşi, kekremsi, yemek borusundan mideye inene kadar iki buçuk bukle burgu yapıyor. Boğulmamak elde değil. Galiba olgunlaşmasına biraz zaman var.


Biraz da alıç.


Ahlatlı yol.


Davutlar köyü.


Davutlar'dan görünüm.


Davutlar köy eşmesi.


Bir yerlerde yine memleketimin ciğerleri yanıyor.


Ayfidam dağ evi.


Davutlar - Çakal köyü yolu.


Süle yolayrımı.


Güdül yolu.


.


Bir dağ evinin anatomisi.


Çakal girişi.


.

Çakal köyü.


Çakal köyü yakınında çeşme.


Ahmet Ünlü'nün malikanesine giden yol.


Kazan sırtları.


Kızılcahamam - Güdül yolunda kömürcüler.


Çay mahallesi sırtları.


Yol kenarında şaşırtıcı lezzette üzümler.


Kara Akbabalar: Kızılcahamam'ın simgesi.
Ortalama 1 m. boyunda, 2,5 m. kanat açıklığı mesafesi olan, 10 kg. ağırlığında, uçabilen en ağır kuş türlerinden biri. Yuvalarını dağların zirvelerine veya yamaçlarına yapıyorlar. Tüylerinin tümü koyu renkli. Türkiye'de sayıları 50 civarında kaldığı sanılıyor.
İşte bunların üçü bir arada.


Böğürtlenler cılız, ekşi ve tatsız.


Mustafa İnan'ın evi:
Çay mahallesinde bahçesinin kenarından geçtiğim Mustafa İnan arkamdan seslendi. Ayaküstü kısa bir selamlaşmadan sonra bahçesine davet etti.
Dinlenmek ve mola için tam yeri.


İkram ettiği balın aroması harika.


Mustafa İnan il özel idareden emekli. Dört çocuk babası, eşini kaybetmiş, ununu elemiş, eleğini asmış. Yazları babadan kalma bağ evinde geçiriyor.
Can yoldaşı köpeğini geçen ay kapısının önünde bir aracın altında kalarak can verdiğini üzülerek anlattı. Yeni bir köpek dediğimde lafı ağzımdan aldı, kaybettiği an üzüntüsünün çok ağır olduğunu ve bundan sonra yeni bir köpek edinmeyeceğini söyledi.



Gezmek üzerine uzunca konuştuk. Çanakkale dahil gezdiği yerler üzerine ve memleketten bahsederken; on yıl kadar önce Hacettepe Üniversitesi İngilizce bölüm başkanının seminer için Kızılcahamam' a yanında İngiliz bayan arkadaşı ile geldiğinde misafiri olduğunu söyledi.
İngiliz bayan Mustafa İnan'a soruyor, kaç ülke gezdin diye.
Mustafa İnan da Kızılcahamam'ın ortasındaki Merkez camisinin iki minaresini gösterir ve onları gözünden kaybettiği an geri döndüğünü söyler.
  

Bordo renkli armutları sulu ve tatlı.


.

.

Mustafa İnan, kendisi ve doğa ile barışık. Üretmekten öylesine keyif alıyor ki hepsini ayrı ayrı anlatırken farkına varıyorum. Doğaya verdiğinin karşılığını alıyor. Yetiştirdiklerini ikram etmekten hoşlanıyor. Yerken insanın gözünün içine bakıyor, o mutluluğu kaçırmak istemiyormuşçasına. 


Biraz Beşiktaşlı.


Bu sene üzümlerin veriminin düşük olduğunu söylüyor. Seyrek de olsa olmuşların tadı harika.


Yaban erikleri olgunlaşmış, pestil yapmanın zamanı geldiğinden bahsetti.
Erik pestilini kışın pişirdikleri balık için sos yapımında kullanıyorlar. Suda hafif eriterek sarımsak ve baharatla karıştırıp sos haline getirip yağda balık kızartmasının üstüne veya yanında servis ediyorlar.


Arılarının ayrı bir kıymeti var.


.

Arıcı elbisesi her an kullanıma hazır, biraz da korkuluk olarak kullanıyor.


Bir sıkıntısı var; ayılar.
Soğuksu' ya doğru uzanan bağın sırtları ayıların bağa girmeleri için biçilmiş kaftan. Ama ayılar öncelikle olgunlaşmış armudu ve sonrasında balı tercih ediyor. Bahçede ikisi de var.
.
Her ayı hikayesi beni biraz endişelendirse de yürüyüşün sonuna yaklaşıp şehir merkezine yaklaştığım için rahatım.


Mustafa İnan' ın ayılara karşı yaptığı sensor, ışık ve siren sistemi. Bağ evinin yanındaki araç sundurmasına kurmuş, armut ağacı ve arıların koruyucusu olarak.  Herhangi bir canlı yaklaştığında ışık yanıp siren çalıyor.
.
Ziyaretin kısası makbuldür ama ben ikramın uzun olanını seviyorum galiba. Ayrılırken dinlenmiş, karnım doymuş ve iyi bir arkadaş edinmiştim.


Güneyden Kızılcahamam.


Akasya termal devremülk.


Akasya termal havuzu.


Kirmir çayı.


Ankara yolu.


Rüzgar gülleri.


Rüzgar güllerine karşı Nasrettin Hoca eşeğinde, elinde yoğurt kepçesi.


Kızılcahamam sanayi sitesi girişi.

Şehir merkezi yolayrımı.

Bolu - Gerede yolu.


Asya Kızılcahamam termal tatil köyü.


Kızılcahamam girişinde Kara Akbaba heykeli.


Anayolda Kızılcahamam çarşı içine giriş.


.

.

Dış cephe boyası doğadan.


Deva Hotel.


Küçük Kaplıca.


Ab-ı Hayat Otel.


Çarşı içi.


Merkez Yukarı Camisi, 1949.


Çay bahçesi avlusu.


Çarşı şelale.


Belediye termal işletmesi.


Belediye termal işletmesi panosu.


.
.


.

Yorumsuz.


Ankara Konak Restoran.


İl Özel İdare termal Oteli.


Kızılcahamam Belediyesi  Pansiyon Evleri.
Tek oda, iki kişilik: 50 TL.
İki Odalı Pansiyon: 100 TL.
Genel Hamam: 6 TL.


Çarşı içinde köylü pazarı.


Kızılcahamam Kaymakamlığı.


Merkez Aşağı Camisi, 1989
Mustafa İnan'ın gözünden kaybetmediği Kızılcahamam'ın ortasındaki cami.

Devlet hastanesi asansörü.


Yürüyüş Bitişi:
Saat: 16,00

Kızılcahamam terminali, Üç günlük yürüyüşün son noktası: yaklaşık 83. km. Bir saat sonra Ankara'dayım. Akşam yemeği Ankara'da.


Kızılcahamam minibüslerinin son durağı Etlik garajı. Etlik garajına girmeden AKM durağında iniyorum, Gençlik parkının içinden Opera'daki Büyük Tiyatronun önünden otobüse biniyorum.


Şimdi sıra üç günlük yorgunluğun ödülü olarak güzel bir akşam yemeği: Tavacı Recep Usta.


Her şey bir tas ayran ve içindeki kepçesiyle başladı.



Ardından mini içli köfte ile kurutulmuş patlıcandan dolma, çiğ köfte, salata, nar suyunda taze cevizli ezmenin yanında has yemek: Tava.
Tavaya lavaş eşlik edecek.


Mırra, çay ve un helvası şirketten.
.
.
.
.

Bu yolun yolcusu: Soğuksu Milli Parkı' nda.
.
.
.
.
@bygölgegezgin
.
.
.
.
.
TOTAL DİSTANCE = 1.100 km.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder