15 Aralık 2019 Pazar

Travel İstanbul 18 : Fatih - Yerebatan Sarnıcı

.
TRAVEL  İSTANBUL 18: FATİH - YEREBATAN SARNICI
.
GEZİ TARİHİ: 01 Kasım 2019, Cuma.
.
 Yerebatan Sarnıcı:

Doğu Roma İmparatorluğu' nun en parlak devri olan 6. yüzyılda İmparator Justinianus tarafından yaptırılır. Uzunluğu 140 metre, genişliği 70 metre olan sarnıç 9800 bir alana sahiptir. Her sırada 28 sütun, 12 sıra halinde yerleştirilmiş 4,9 metre aralıklarla dikilmiş toplam 336 adet mermer sütun bulunur. Her bir sütun yüksekliği 9 metredir. Sütun başlıkları genelde korent veya iyon karışımıdır, sayısı az olamakla birlikte işlenmemiş dorik üslupta sütunlar da bulunmaktadır. Çevre duvarları 4 metre kalınlıktadır; pişmiş tuğla ile örülmüş olup üzeri su geçirmez özelliği olan horasan adı verilen harçla sıvanmıştır. Sarnıcın suyu İmparator Justinianus tarafından şehrin 19 km. uzağında bulunan Belgrad Ormanlarından getirilmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilen sarnıç, 9 Eylül 1987 tarihinde yeniden ziyarete açılmıştır.
.
Bizans döneminde bu çevrede geniş bir sahayı kaplayan ve imparatorların ikamet ettiği büyük sarayın ve bölgedeki diğer sakinlerin su ihtiyacını karşılayan Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un Osmanlılar tarafından 1453 yılında fethinden sonra bir müddet daha kullanılmış ve padişahların oturduğu Topkapı Sarayı’nın bahçelerine buradan su verilmiştir.

İslâmî kaidelerin temizlik esasları gereği durgun su yerine akar vaziyetteki suyu tercih eden Osmanlılar’ın şehirde kendi su tesislerini kurduktan sonra kullanmadıkları anlaşılan Sarnıç, 16. yüzyılın ortalarına gelinceye kadar Batılılar tarafından fark edilmemiş, nihayet 1544-1550 yıllarında Bizans kalıntılarını araştırmak üzere İstanbul’a gelen Hollandalı gezgin P. Gyllius tarafından yeniden keşfedilerek Batı âlemine tanıtılmıştır. 

P. Gyllius, araştırmalarından birinde, Ayasofya civarında dolaşırken, buradaki evlerin zemin katlarında bulunan kuyu benzeri yuvarlak büyük deliklerden ev halkının aşağıya sarkıttıkları kovalarla su çektikleri, hatta balık tuttuklarını öğrenir. Büyük bir yeraltı sarnıcının üzerinde bulunan ahşap bir binanın duvarlarla çevrili avlusundan, yerin altına inen taş basamaklardan elinde bir meşaleyle sarnıcın içerisine girer. P. Gyllius, çok zor şartlarda sarnıcı sandalla dolaşarak ölçülerini alıp sütunlarını tespit eder. Gördüklerini ve edindiği bilgileri seyahatnamesinde yayımlanan Gyllius, birçok seyyahı etkilemiştir.
.
.
.
Tarihin Derinliklerinde

İstanbul' un görkemli tarihi yapılarından biri olan Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya' nın güneybatısında bulunan Bazilika Sarnıcı' dır. Suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görünen mermer sütunlar nedeniyle halk arasında "Yerebatan Sarayı" olarak isimlendirilir. 
Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir bazilika bulunduğundan "Bazilika Sarnıcı" olarak anılır. 52 basamaklı bir merdivenle sarnıca inilir. Sarnıcın tavan ağırlığı kemerlerle sütunlara aktarılır. Çoğunluğu yapımından daha önce kullanılan eski yapılardan toplanan sütun mermerleri tek veya iki parçalıdır. Sarnıç su depolama kapasitesi 100.000 tondur.
.
Sarnıç içinde ziyaretçilerin fotoğraf çekim etkinliği.
 .
.
.
.
.
Gözyaşı Sütunu:

Gözyaşı ya da Ağlayan Sütun olarak bilinen sütun, diğer sütunlardan farklı olarak ıslak olması nedeniyle ağlıyormuş gibi bir görünüme sahiptir. Bu sütun, Forum Tauri Meydanı' nda bulunan 4. yüzyıldan I. Theodosius' un Zafer Kemeri sütunlarını andırır. 
Ağlayan Sütun' nun, Yerebatan Sarnıcı' nın inşasında hayatını kaybeden yüzlerce kölenin hatırasına yapıldığı rivayet edilir.
.
 .
.
.
.
Medusa Başı:

Roma Dönemi heykel sanatının şaheserlerindendir. Sarnıcı ziyaret edenlerin en çok ilgisini çeken bölüm olan Medusa başlarının hangi yapılardan alınıp buraya getirildiği bilinmemektedir. Araştırmalar genellikle sarnıcın inşası sırasında salt sütun kaidesi olarak kullanılması amacıyla getirildiklerini düşünülmektedir. Yine de bu görüş,  Medusa başları çevresinde efsanelerin oluşmasına engel olamamıştır.
 .
Bir efsaneye göre Medusa, Yunan Mitolojisinde yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgona' dan biridir. 
Bu üç kızkardeşten yılan başlı Medusa, kensine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. 
Bir görüşe göre o dönemde büyük yapılar ve özel yerleri korumak için Gorgona resim ve heykelleri kullanılırdı ve sarnıca Medusa başlarının konulması bu yüzdendir. 
Başka bir rivayete göre de Medusa siyah gözleri, uzun saçları ve güzel vücudu ile övünen bir kızdır. Medusa, Zeus' un oğlu Perseus' u sevmektedir. Aynı zamanda Athena da Perseus' u sevmektedir ve Medusa' yı kıskanmaktadır. Bu yüzden Athena, Medusa' nın saçlarını yılana çevirir. Artık Medusa' nın baktığı herkes taşa dönüşmektedir. Daha sonra Perseus Medusa' nın başını keser ve onun bu gücünden yararlanarak pek çok düşmanını yener.
Buna dayanarak Medusa başı Bizans' ta kılıç kabzalarına işlenerek ve sütun kaidelerine balanların taş kesilmemesi için ters ya da yan konarak yerleştirilmiştir.
.
.
.
Müze çıkış merdivenleri.

.
.
.
.
.
 Bu gezinin yolcusu: Yerebatan Sarnıcı' nda.
.
.
.
.
.

@bygölgegezgin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder