12 Aralık 2019 Perşembe

Travel İstanbul 16 : Fatih - Topkapı Sarayı

.
TRAVEL İSTANBUL 16: FATİH - TOPKAPI SARAYI
.
GEZİ TARİHİ: 01 Kasım 2019, Cuma.
.
.

Topkapı Sarayı:

Osmanlı Sultanlarının ikametgahı, devletin yönetim ve eğitim merkezidir. Fatih Sultan Mehmet, Beyazıt' ta bugünkü İstanbul Üniversitesi' nin bulunduğu yerde, daha sonra "Eski Saray" olarak anılacak olan bir saray yaptırır. Fatih, bu ilk saraydan sonra, önce Çinili Köşkü, ardından da yapımı tamamlandığında yerleşek olduğu Topkapı Sarayını, Boğaz, haliç ve Marmara Denizine hakim bu müthiş yeri fetihten kısa bir süre sonra yaptırmaya başlar. Bütün padişahlar saraya birşeyler ekledikleri için saray zaman içerisinde neredeyse organik olarak büyümüştür. Bu büyümede Osmanlı devlet felsefesinin rolü büyük olmuştur.

Topkapı Sarayının planı; çeşitli avlular ve bahçeler arasında devlet işlerine ayrımış daireler, hükümdarların ikametgahı olan bina ve köşkler ile sarayda yaşayan görevlilere mahsus binalardan oluşur. Buradaki son bina da Mecidiye Köşkü' dür; isminden de anlaşılacağı gibi Dolmabahçe' ye taşınmadan önce Sulta Abdülmecit yaptırmıştır. 

Osmanlı padişahları tevazu salık veren İslam etiğiyle bağdaşır bir şekilde çok gösterişli bir saray yaptırmamışlardır. Binaların ebatları abartılmamış, çok azı iki kattan daha yüksek yapılmışlardır.

Topkapı Sarayı, Osmanlı monarşisi 1922' de kaldırıldıktan sonra, 3 Nisan 1924' te Mustafa Kemal Atatürk' ün emriyle müzeye dönüştürülür. Birçok bina, özellikle deniz kenarındaki köşkler 20. yüzyılı görememiştir.

Müzenin temel olarak "Hazine" ve "Harem" olmak üzere iki bölümü vardır. Hazine; Saray' daki bütün değerli eşyaların segilendiği bölümdür. Mücevherattan nadide Çin porselenlerine, el yazması kitaplardan minyatürlere, kıyafetlerden zırhlara, silahlar ve daha bir sürü değerli nesne burada sergilenir. Harem; Saray' ın mahrem yerlerinden oluşur, valide sultanların, padişahların hasekilerinin, gözdelerinin yaşadığı bölümdür. 
.
.
Boğaziçi' nden Topkapı Sarayı.
.
.
Müze girişi bilet sırası.
.
Müze Mağazası. 
.


Topkapı Sarayı:

İstanbul 1453 yılında fethedildikten sonra Fatih Sultan Mehmet ( 1451 - 1481 ) tarafından Marmara Denizi, İstanbul Boğazı ve Haliç arasında yükselen tarihi İstanbul yarımadasının ucundaki Doğu Roma akropolü üzerine 1460 - 1478 yılları arasında inşa ettirilir. Yaklaşık 700 bin metrekarelik bir alana yayılan saray, deniz tarafında Doğu Roma surları, kara tarafında ise Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Sur-i Sultani adı verilen surlar ile şehirden ayrılmıştır.
.
Saltanat Kapısı ( Bab-ı Hümayun ) :

Topkapı Sarayı' nın üç törensel kapısından ilki olan ve I. Avlu' ya geçit veren Bab-ı Hümayun, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1478 tarihinde yaptırılır. Cephesi 1867 yılında yeniden düzenlenir. Orjinalinde iki katlı simetrik, iç ve dış cephe arasında kubbeli bir mekana sahip olan dikdörtgen planlıdır. Kapı üzerinde gümüze ulaşamayan Bab-ı Hümayün Köşkü, padişahlar ve valide sultanların çeşitli törenleri izlediği bir Hünkar Kasrı olarak kullanılmıştır. Muhallefat yoluyla saraya dönen eşyaların kapı arası hazinesi olarak da kullanılan kapının iç ve dış cephelerinde Kur'an ayetleri, Sultan Abdülaziz' in tuğrası ve Ali b. Yahya es-Sufi' nin imzasını taşıyan ve 1478 tarihli Arapça bir kitap yer alır.

Kitabesi:
" Allah' ın inayeti ve izniyle, iki kıtanın Sultanı ve iki denizin Hakanı, bu dünyada ve ahirette Allah' ın gölgesi, Doğuda ve Batıda Allah' ın gözdesi, karaların ve denizlerin hükümdarı, Konstantinapolis Kalesi' nin fatihi, Sultan Mehmet Han oğlu, Sultan Murat Han Oğlu Sultan Mehmet Han, Allah mülkünü ebedi kılsın ve makamını feleğin en parlak yıldızlarının üzerine çıkarsın, Ebu'l-Feth sultan Mehmet Han' ın emriyle, 883 yılının mübarek Ramazan ayında bu mübarek kalenin temeli atılmış ve sulh ve sükuneti güçlendirmek için yapısı gayet sağlam olarak birleştirilmiştir. "
.
Orta Kapı ( Babü's-selam ) :

Fatih Sultan Mehmet tarafından 1468 yılında yaptırılır. Kanuni döneminde yapılan onarımlardan sonra, 16. yüzyıl Osmanlı mimarisinin klasik unsurlarını yansıtır. Demir kapı 1524' te İsa bin Mehmet tarafından yapılmıştır. I. Avlu' ya bakan cephede Kelime-i Tevhid, Sultan II. Mahmut ( 1808 - 1839 ) tuğrası, yanlarda 1758 tarihli tamir kitabeleri ve Sultan III. Mustafa ( 1757 - 1774 ) tuğraları vardır. II. Avlu' ya bakan cephe 18. yüzyılda rokoko üslubunda dekore edilmiş geniş revaklara sahiptir. Buradaki manzara konulu duvar resimleri 19. yüzyıla aittir. Kapının iki yanında Bevvaban-ı Degah-ı Ali denilen kapı görevlilerinin kullandığı koğuşlar yer alır.
.
Alay Meydanı:

Saray' ın en geniş avlusudur. Osmanlı padişahları sefere gidiş ve dönüşlerinde, Cuma selamlığı gibi törenlerde ihtişamla bu avludan geçerlerdi. Burası ayrıca çeşitli törenlerin öncesinde bir bekleme alanı olarak kullanılırdı. Saray' a halkın belirli günlerde girerek devletle ilişkilerini sürdürebildiği, devlet adamları ve diğer saraylıların da atla girebildiği tek alandır.

Avlunun sol tarafındaki Odun Ambarı ve Saray' ın tüm mekanlarına hasır döşeyen Hasırcılar Ocağı günümüze ulaşamamıştır. Bu alana 19. yüzyıl sonlarında Karakol inşa edilmiştir. Aya İrini Kilisesi ise Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren Cebehane olarak kullanılmıştır. Kilisenin yanında padişaha ait altın ve gümüş sikkelerin basıldığı Darphane ve buna bağlı olarak Ehl-i Hiref adı altında hizmet veren sanatçı ve zanaatkarların atölyeleri ile Saray' ın inşaat ve onarım malzemelerinin depolandığı ambar ile atölyeler bulunurdu. I. Avlu' nun sağ tarafında ise günümüze ulaşamayan Enderun Hastanesi, hanedanın ekmek ve simidini imal eden Has Fırın ve Saray' ın su ihtiyacını karşılayan Dolap Ocağı bulunurdu.
.
Sarnıç:
Doğu Roma ( MS. 5 - 6 yüzyıl ) döneminde yapılan ve Osmalı döneminde de kullanılan sarnıç.
.
Akağalar Kapısı ( Babü's-saade ) :
  
Babü's-saade Ağası denilen ve Saray' ın en yetkili sorumlusunun kontrolündeki kapı, 15. yüzyılda kubbeli ve revaklı olarak yapılmıştır. Rokoko örtü sistemi ve süslemeler Sultan I. Abdülhamid ( 1774 - 1789 ) dönemine aittir. Ahşap tavanlı kubbe Sultan I. Abdülhamid döneminde  Türk barok üslubunun klasik tiplerinden olan iyon başlıklı mermer sütuna oturtulmuştur. Manzara freskli arşitrav, tavan ve saçakların basit dekorları, kubbe ve kasnaktaki alemler Sultan II. Mahmut ( 1808 - 1839 ) dönemi ampir üslubunu yansıtır. Yan duvarlardaki simetrik çeşme resimleri 1940 onarımlarında kaldırılmıştır. Ön cephede kilit taşında Sultan II. Mahmut' un kendi elinden çıkma tuğrası ve besmele kitabesi, yanlarda Sultan I. Abdülhamit' i öven tuğra istifli kasideler vardır. Kapının iki yanında Babü's-saade Ağası dairesi ve Enderun' dan sorumlu Akağaların koğuşları yer alır.

Sultanı temsil eden kapıda tahta çıkma ( cülus ), bayramlaşma, cenaze törenleri ile arafe divanı, çok özel durumlarda ayak divanı yapılırdı. Savaşa gidecek olan sadrazam veya serdarlık payesi verilmiş kişiye Sancak-ı Şerif bu kapıda törenle teslim edilirdi. Bu merasimler dışında sultanlar kapıyı ve Divan Meydanı' nı kullanmazlardı. Sembolik olarak padişah evinin cümle kapısı olan kapı, her zaman kapalı tutulurdu.
.
Arz Odası:

15. yüzyılda padişahların resmi kabul salonu olarak inşa edilen Arz Odası, günümüzdeki görünümünü 16 . yüzyılda kazanmıştır. Arz Divanhanesi de denilen yapıdan, fermanlarda padişah makamı anlamındaki makam-ı mualla olarak bahsedilir. Padişahlar bu mekanda tahta otururlar, vezirleri ve yabancı devlet elçilerini huzurlarına kabul ederlerdi. Divan-ı Humayun' da alınan kararlar burada padişaha arz edilirdi.

Türk mimarlığının köşk üslubunun klasik bir örneği olan Arz Odası, bir taht odası ve yanındaki abdest mekanından oluşan tonozlu bir yapıdır. Ön cephede iki, arka cephede bir kapısı vardır. Padişah sadece arkadaki kapıyı kullanırken, öndeki kapıyı padişahın huzuruna çıkan devlet erkanı ve elçiler kullanırdı. Soldaki kapı ve demir parmaklıklı pencere padişaha elçi hediyelerinin gösterildiği pişkeş ( hediye ) kapısıdır.

Kapının iki yanındaki tuğra biçimli Sultan Abdülmecid' e övgüler yazılı mermer kabartma kitabeler bu onarımdan sonra konulmuştur. 16 yüzyıla tarihlenen çini panolar duvarlara 19. yüzyılda kaplanmıştır. Girişin sağındaki çeşme, Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Padişahların kullandığı kapı üzerine Sultan Sultan III. Mustafa' nın tuğrası ve onarım kitabesi vardır. Pişkeş kapısı üzerinde Sultan II. Mahmut hattı ile yazılmış bir kitabe vardır. Yapının dış ön cephesinde iyi bir hattat olan Sultan III Ahmet' in imzasını taşıyan 1723 tarihli Sülüs Besmele yer alır.
.
Arz Odası girişinin sağındaki çeşme, 
Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır.
 .
.
.
III. Ahmet Enderun Kütüphanesi:

Sultan III. Ahmet' in ( 1703 - 1730 ), Enderun mensuplarının yararlanması için yaptırdığı vakıf kütüphanesidir. 1719 yılında III. Ahmet tarafından açılır. Enderun Avlusu' nun merkezinde Sultann II. Selim ( 1566 - 1574 ) tarafından yaptırılmış olan Havuzlu Köşk' ün yerine inşa edilen kütüphane, Saray' ın ilk müstakil kütüphanesidir.

Kütüphanenin 1719 tarihli vakfiyesinde; III. Ahmet' in, bu binayı ilim sahipleri ve ilme kabiliyeti olanların yararlanması için kendi bütçesinden yaptırdığı, kitapların nerelerden toplandığı, kütüphanenin hangi günler kullanılacağı, dışarı kitap çıkarılmasının yasak olduğu ve hizmetlilerde aranacak şartlar detaylı anlatılır. Kütüphanedeki kitapların konularına göre hazırlanan katoloğu da 1719 tarihlidir. Özellikle hadis, fıkıh gibi İslami ilimlerle ilgili konuların önemli eserlerini barındıran kitaplıkta edebiyat, tarih ve bilim konularında yazılmış eserler bulunur. Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren Saray' da toplanmaya başlanan Batı dillerinde yazılmış farklı konulardaki el yazma ve matbu kitaplar kütüphaneye dahil edilir. Daha sonra Sultan I Abdülhamit ( 1774 - 1789 ) ve Sultan III. Selim ( 1789 - 1807 ) tarafından vakfedilen kitaplarla kolleksiyon zenginleşir. Kütüphanede yer alan kitaplar, daha iyi korunabilmesi amacıyla 1966 yılında Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi' ne taşınır.

Kütüphane, Saray' da Lale Devri köşk mimarisinin özelliklerini yitirmeden ayakta kalabilmiş en güzel örneğidir. Üç yandan eyvanlarla genişletilmiş klasik köşk formundaki yapı, kitapların rutubettin zarar görmemesi için tonozlu ve pencereli bir bodrum kat üzerine inşa edilmiştir. İçi 16. yüzyıl İznik çinileri ile kaplıdır. Çiniler, İstanbul' daki diğer padişah köşkleri ile Emirgan' daki bir yalıdan getirilmiştir. Kubbe ve tonozların çiçek madalyon sıralı ve çiçekli vazo desenli sivri kemerli panolar halindeki malakari süslemeleri Lale Devri' nin zengin ve çok renkli üslubunu yansıtır. Eyvanlara ahşap üzerine altın varaklı celi-sülüs hatlı "çifte vav" ( ebced hesabıyla Allah lafzının karşılığı 66 rakamı ) askılar asılmıştır. Pencere ve kapı kanatları fildişi kakma geometrik desenlidir. Pencere ve kapı içleri 17. yüzyıl ulama çinileri ile kaplı olup, tabanları geometrik taş kakmalıdır. Gümüş tel kafesli gömme kitap dolaplarının üzerinde, içine yerleştirilen kitapların konu başlıkları yazmaktadır. Üstteki pencerelerin her birine Kaside-i Bürde' den mısralar yazılmıştır.
.
.
.
.
.
Kütüphenenin temelinde kullanılan kazma.
( Osmanlı, 17. yüzyıl. )
.

Kapı Kitabesi:

Dostum ilmi ciddiyetle öğren ve de ki; "Rabbim ilmimi arttır."
( Taha Suresi - 114 )
.
.
Kütüphane önünde çeşmeler.
.
4. Avlu ( Sofa-i Hümayun ) :

Saray' ın, Sarayburnu' na bakan bölümü düzenli bir bahçe ve havuzlu mermer teras üzerinde sultan ve ailesine ait köşklere ayrılmıştır. Sofa-i Hümayun veya Mermer Teras olarak adlandırılan teras, 17. yüzyıl ilk yarısında Sultan IV. Murat ( 1623 - 1640 ) ve Sultan İbrahim ( 1640 - 1648 ) dönemlerinde yapılan köşkler ve değişikliklere günümüzdeki şeklini almıştır. Terasta Sünnet Odası, Revan ve Bağdat Köşkleri, İftariye Kameriyesi ve revakların önünde fıskiyeli bir havuz yer alır.

Mermer terastan merdivenle inilen Lala ( Lale ) Bahçesi' nde Saray' ın ilk dönemlerinden kalan hisar peçenin burcundan dönüştürülen Hekimbaşı Odası ( Başlala Kulesi ) ile Sofa Köşkü ( Mustafa Paşa Köşkü ) yer alır. Bahçenin Marmara Denizi yönündeki mermer terasına Sultan Abdülmecit döneminde 1850' lerin başlarında Mecidiye Köşkü, 1859 yılında da köşkle aynı üslupta Esvap Odası inşa edilmiştir. Esvap Odası' nın karşısındaki yapı 19. yüzyıl ortasında neoklasik üslupta inşa edilen Sofa Camisi' dir. Bahçe, günümüzde Gülhane Parkı olan Has Bahçe' ye Mecidiye Köşkü' nün mimarı Balyanların üslubunu yansıtan kuleli Mabeyn Kapısı ile bağlanır.
.
Esvap Odası:

Sultan Abdülmecit ( 1839 - 1861 ) tarafından 1859 yılında Mecidiye Köşkü ile birlikte inşa edilmiştir. Padişah' ın Topkapı Sarayı' nı ziyaretleri sırasında kullanılmıştır.
.
.
.
.
.
Topkapı Sarayı' ndan Marmara Denizi ve Boğaz' ın görünümü.
.
.
.
.
.
.
Bağdat Köşkü:

Sultan 4. Murat' ın ( 1623 - 1640 ) Bağdat Zaferi anısına, daha önce burada var olan bir kule - köşkün yerine 1639 yılında inşa edilmiştir. 17. yüzyıla tarihlenen çinileri, dolap, pencere kapakları ve kubbe süslemesi ile dikkat çeken bu yapı, klasik saray mimarisinin son örneklerindendir. Köşkü çepeçevre saran kuşak yazıdaki ayetler, Saray' ın meşhur hattatlarından Tophaneli Enderuni Mahmut Çelebi tarafından mavi zemin üzerine beyaz celi cülüs hatla yazılmıştır. Kitabesiz olan köşkün kapısı üzerindeki Farsça beyit Kelime-i Tevhidi de içerir. Köşkün sedef, bağa ve fildişi oymalı ahşap kapaklı dolaplarına, Sultan I. Abdülhamit ve Sultan III. Selim tarafından vakfedilen kitaplar yerleştirilerek Has Oda Kitaplığı olarak kullanılmıştır.
.
.
.
.
İftariye Kameriyesi:

1640' da Sultan İbrahim ( 1640  - 1648 ) döneminde Mermer Teras' ta yapılan genişletme sırasında yapılır. Sultan İbrahim' in yaz akşamlarında iftar yaptığı tombak baldaken kameriyede, yaz aylarına rastlayan bayramlarda sultanların bayram tebriklerini kabul ettiği ve aşağı bahçede yapılan spor gösterilerini seyrettiği bilinir.
.
.
.
.
Sünnet Odası:

Büyük bir olasılıkla Kanuni Sultan Süleyman döneminde 16. yüzyılın ilk yarısında inşa edilmiştir. 1640 yılında Sultan İbrahim ( 1640 * 1648 ) döneminde bugünkü halini almıştır. Sünnet odası olarak anılmasının sebebi, Sultan III. Ahmet' in ( 1703 - 1730 ) şehzadelerinin sünneti sırasında kullanılmasından kaynaklanmaktadır. İçi 16. ve 17. yüzyıl çinileriyle kaplıdır. Köşkün cephesindeki mavi - beyaz renkli Osmanlı saz üslubunu figürlü olarak yansıtan 16. yüzyıl üretimi tek parça çinilerin benzeri yoktur.
.
.
.
.
.
Revan Köşkü.

Sultan IV. Murat' ın ( 1623 - 1640 ) Revan Zaferi anısına 1636 yılında yapılan köşk Sofa-i Hümayun' da Fatih Sultan Mehmet ( 1451 - 1481 ) döneminden beri var olan havuzun küçültülmesi ile kazanılan alana yapılır. Dönemin mimarbaşı olan Koca Kasım Ağa' nın yaptığı düşünülen, sekizgen plan şemasına sahip köşk, üç eyvanlıdır. Lale bahçesine bakan doğu cephesindeki iki eyvan arasında yer alan kameriyenin tavanında Kaside-i Bürde' den bazı beyitler yer almaktadır. 1733 yılında Sultan I. Mahmut ( 1730 - 1754 ) döneminde köşkün ahşap dolapları içinde Has Odalılar için son derece değerli ve tarih kitapları ağırlıklı bir vakıf kitaplık oluşturulmuştur. Sultan III. Osman ( 1754 - 1757 ) ve Sultan III. Mustafa ( 1757 - 1774 ) tarafından geliştirilen bu vakıf kitaplık, Saray Kütüphanesi kolleksiyonuna dahil olmuştur. Padişahların sarıklarının burada korunması nedeniyle Sarık Odası olarak da anılır.
.
.
.
.
.
.
Has Oda - Mukaddes Emanetler Dairesi:

Has Oda, Fatih Sultan Mehmet döneminde padişahların Enderun avlusundaki özel dairesi olarak yapılmıştır. 
İki katlı ve dörtlü mekan düzeni veren bir yapıdır. 
Girişteki ilk iki mekan, Şadırvanlı Sofa olarak adlandırılmıştır. Sağdaki ilk oda, padişah ile görüşmeye gelenlerin kabul edildiği Arzhane' dir. Arzhane' den Emanet / Silahtar Hazinesi mekanına geçilmektedir.
Köşedeki ikinci oda saltanat tahtının Hırka-i Saadet' in bulunduğu Has Oda' dır. Bu odada Hz. Peygamber, ilk dört halife ve sahabelere ait eserlerin bulunması nedeniyle yapı Mukaddes Emanetler Dairesi adıyla anılmıştır. 
Şadırvanlı odanın solunda 18. yüzyıldan sonra Destimal Odası olaral kullanılan Has Oda Koğuşu vardır.
19. yüzyılda koğuş önündeki revak bölümü kapatılarak Has Oda Koğuşu yapılmıştır.
Giriş kapısının üzerinde III. Ahmet hattıyla Kelime-i Tevhid, sağda "Cihan Maliki Hakan-ı Emced", solda "Şeriat Saliki Sultan Ahmet" yazıları tuğra biçiminde düzenlenmiştir.
Duvarlar 16. ve 18. yüzyıllarda üretilen çinilerle kaplanmıştır. Kubbeler 1916 yılında yapılan kalem işleriyle süslenmiştir.
Yapının Haliç' e ve sultanların özel köşklerinin bulunduğu Sofa-i Hümayun / Mermerlik terasına bakan cepheleri Memluk mermerleri ile kaplanmıştır. Bu cephelerdeki çiniler, çeşitli zamanlarda yapılan onarımlarla yerleştirilmiştir.
Has Oda' nın mermerlik adı verilen terasa bakan cephesindeki çeşme Sultan II. Mahmut döneminde yenilenmiştir. Has Oda, bu yönde de Enderun avlusunda olduğu gibi revaklı olarak yapılmıştır.

Mukaddes Emanetler:

Yavuz Sultan Selim' in Mısır' ı fethi ile ( 1517 ) Hilafet, Abbasilerden Osmanlı padişahlarına geçmiştir. Son Abbasi Halifesi III. Mütevekkilde bulunan Hz. Peygamber' in hırkası ( Hırka-i Saadet ) Yavuz Sultan Selim' e verilmiştir. 
Has Oda' da bulunan mukaddes emanetler, 16. yüzyıldan 19. yüzyıl sonlarına kadar  Osmanlı padişahlarına çeşitli tarihlerde gönderilen dini eserlerden oluşmaktadır.
Destimal Odası' nda Hz.İbrahim' in tenceresi, Hz.Yusuf' un sarığı, Hz.Musa' nın asası, Hz.Davut' un kılıcı, Hz.Yahya' ya ait rölikler ile Hz.Muhammet' in taş üzerinde bulunan ayak izi sergilenmektedir. 
Şadırvanlı Sofa' da, Kabe anahtarları, Kabe olukları, Hacerü'l-Esved mahfazası, Tövbe kapısı ve sahabe kılıçları sergilenmektedir.
Arzhane' de Hz.Peygamberin dişinden bir parça ( Dendan-ı Saadet ), Sakal-ı Şerifleri, Mühr-i Saadet, Name-i Saadeti, kılıçları ve yayı, Osmanlı kuyumcuları tarafından yapılan özel muhafazalarında sergilenmektedir. 
Has Oda' da gümüş taht ve altın sandık içinde Hırka-i Saadet, Sancak-ı Şerif mafzalarıyla sergilenmektedir. 
Hırka-i Saadet senede bir defa, Ramazan ayının 15. günü, padişah ve devlet erkanı tarafından ananevi bir merasimle ziyaret edilirdi.

Has Oda:

Fatih Sultan Mehmet' ten 16. yüzyıl ortalarına kadar Osmanlı sultanları bu odayı ikamet amacıyla kullanmışlardır. 
Duvarları 16. yüzyıl ikinci yarısı İznik üretimi kaliteli çini panolarla kaplanmıştır.
Cüluslarda tahta çıkacak olan padişah önce buraya girer, dua eder ve Has Odalıların biatlarını kabul ettikten sonra cülus töreni için dışarı çıkardı.
Has Oda' nın saltanat tahtının konulduğu gümüş şebeke Sultan IV. Murat döneminde ( 1639 ) yapılmıştır.

Has Oda Koğuşu / Destimal Odası:
Enderun teşkilatının en önemli ağalarının bulunduğu Fatih Kanunnamesi' yle 32 içoğlanıyla oluşturulan Has Oda Koğuşu' nun mevcudu zamanla 40 kişiye ulaşmıştır.
Enderun koğuşlarının da amiri olan Has Odabaşı ile Silahtar Ağa, Çuhadar Ağa ve Rikabdar Ağa sultanla görüşebilen Has Oda kadrosundaki Arz Ağalarıdır.
Has Oda Koğuşu, 18. yüzyıl sonlarında Hırka-i Saadet ziyaretine davet edilenlere hediye edilen Destimal adı verilen mendillerin bu odada hazırlanıp muhafaza edilmesi sebebiyle Destimal Odası adını almıştır.

Has Oda / Emanet / Silahtar Hazinesi:
Has Odalı ağaların özellikle son dönemlerde en önemli ağası olan Silahtar Ağa' nın sorumluluğundaki Emanet Hazinesi' nde, Mukaddes Emanetler, Padişah tarafından kullanılan değerli eserler ve dini yazmalar saklanırdı.
Mekan Mukaddes Emanetler Dairesi' nin geçici sergi mekanı olarak düzenlenmiştir.
.
.

Güneş Saati:

Kenarında Fatih Sultan Mehmet ( 1451 - 1481 ) dönemine ait olduğu, Sultan III. Selim ( 1789 - 1807 ) döneminde Silahtar Seyyid Abdullah tarafından 1794 yılında yenilendiği yazılıdır. Diğer tarafında ise Hazine I. Katibi Süleyman tarafından yapıldığını ifade eden yazı vardır. 
Saat kadranı, kuzey - güney doğrultusunda yerleştirilmiştir ve üzerinde gölge veren iki çubuk vardır. Kadranında üç ayrı sistem çizilidir.
.
.
Harem.
.
Sohum Kalesi Kitabesi:

Sultan III. Ahmet ( 1703 - 1730 ) döneminde Karadeniz kıyısında yaptırılan Sohum Kalesi' ne aittir. Osmanlı - Rus Savaşı ( 1877 - 78 ) sırasında saraya getirilmiştir. 
Manzum kitabenin başında Sultan II. Abdülhamit' in 1877 tarihli tuğrası vardır.
.

.
Sultan III. Selim Adına Dikilmiş Nişan Taşı:

Sultan III. Selim' in Levent Çiftliği' nde 898 metreden hedefteki testiyi tüfekle vurması anısına dikilmiştir ( 1791 ). Nizam-ı Cedid askerlerinin tüfek talim yeri olan Levent Çiftliği' nden Topkapı Sarayı Müzesi' ne getirilen Nişan Taşı' nın üzerinde, Kaptan-ı Derya Ratip Ahmet Paşa' nın oğlu İbrahim Naşit Bey' in Sultan III. Selim' in tüfek atmadaki maharetini anlatan 10 beyitlik manzum kitabesi yer alır.
.
Silah Seksiyonu ( Dış Hazine ).
.
Yay ve yay çantası ( 16. yy. )
.
Kaptan Küçük Hüseyin Paşa kılıcı ( 18. yy. )
.
Miğfer ve kalkan ( 16. yy. )
.
Çakmaklı tüfekler.
.
Çakmaklı tabancalar.
.
Kılıç ve meçler.
.
Kılıç ve alem.
.
Sultan II. Mustafa' nın törensel zırh takımı.
( 18. yy.)

Divan-ı Hümayun.
.
.
.
Divan-ı Hümayun - Kubbealtı:

İlk Divanhane Fatih Sultan Mehmet ( 1451 - 1481 ) döneminde yapılmış ahşap bir yapıdır. Bugünkü revaklı yapı Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimarbaşı Alaeddin tarafından 527 - 1529 yıllarında yeniden yaptırılmış, daha sonra çeşitli dönemlerde geçirdiği onarımlarla değişikliğe uğramıştır. 1792 yılında Sultan III. Selim dönemi onarımlarında yapı bugünkü görünümünü almıştır.

Devlet işlerinin görüşüldüğü Kubbealtı, burada alınan kararların kaleme alındığı Divan-ı Hümayun kalemleri, kararların yazıldığı defter ve belgelerin arşivlendiği Defterhane olmak üzere üç bölümden meydana gelir. Divan-ı Hümayun haftanın dört günü toplanırdı. Divan üyeleri olan sadrazam, kubbealtı vezirleri, Anadolu ve Rumeli kazaskerleri devlet işlerini görüşüp padişaha arz etmek üzere karar alır, davalara bakarlardı. Önemli toplantılara davet edilirse şeyhülislam da katılırdı. Divanın diğer görevlileri; nişancı, defterdar, reis-ül küttab, tezkireciler ve katiplerdi. Bu toplantılarda devletin siyasi, idari, mali, örfi işleri ile halkın önemli davaları görüşülürdü. Ayrıca sadrazamın elçi kabulleri ve padişah kızlarının nikahları da burada yapılırdı. 

Padişahlar Kubbealtı' nda yapılan toplantılara katılmaz; adalet Kulesi' ndeki bir odanın Kubbealtını gören kafesli penceresinden izler, yanlış bir karar alındığında pencerenin perdesini kapatarak toplantıya son verirdi. Bunun üzerine sadrazam ve vezirler Arz Odasına geçerek konuyu görüşmek üzere padişahın huzuruna çıkardı. Kubbealtı, devletin adaletini simgeleyen pek çok sembolik ögeye sahiptir. Mekanın yaldızlı şebekelerle dışa açık ve görünür olması, burada alınan kararların hiçbir gizliliğin oladığı anlamına gelirdi. Padişahın toplantıları izlediği kafesli pencere, padişahın kendi ototritesini devlet adamlarına devrettiği halde, tebaasına karşı hiçbir adaletsizliğin yapılmamasını bizzat güven altına aldığını simgeler.
.
.
.
.
Harem girişi:
Topkapı Sarayı Müzesi içinde ayrıca ücret ödenip gezilebilen bölümdür.
Harem çıkışı.
 .
.
Harem girişinde duvara yaslı mermer Osmanlı tuğraları.
.
.
.
.

.
Hediyelik eşya satış mağazası.

.
.
.
.
.

@bygölgegezgin

1 yorum: